Dünya hızla ısınmaya devam ederken, bunun yanında iklim krizleri ortaya çıkıyor ve gezegenimiz üzerinde daha az etkisi olan ve daha zararsız sürdürülebilir enerji kaynakları arayışları da aynı hızla devam etmektedir. Küresel ısınmanın tetiklediği önemli doğal afetlerin başında kasırgalar, seller ve şiddetli hava koşullarıdır.
Geleneksel olarak, inşaat sektörünü rahatsız eden en büyük çevresel sorunlardan biri, beton üretiminde kullanılan ham maddelerin yeraltından çıkarılması olmuştur. Beton, yeryüzünde en çok kullanılan maddedir. Beton üretmek için büyük miktarda enerji, su ve diğer kaynaklar gerekli ve bu da genellikle kirliliğe ve çevresel kayıplara yol açıyor. Beton üretiminin küresel sera gazı emisyonlarının %9’undan sorumlu olduğu tahmin ediliyor ve nüfus artmaya devam ettikçe betona olan talep de aynı hızla artmaya devam ediyor. Ancak inovasyon; sürdürülebilirlik standartlarını karşılayan düşük karbonlu, biyolojik olarak parçalanabilen beton kullanımı gibi büyük değişiklikler sayesinde inşaat sektörünün karbon ayak izini azaltmasına yardımcı oluyor. İnovatif yöntemlerle yeni gelişmeler, sektörün yeni projeler için bu seçenekleri benimsemesiyle birlikte umutlar yeniden doğmuştur şirketimizde bu gelişmeler doğrultusunda yatırımlarını devam ettirmektedir.
İnşaat sektörü, projelerinde enerji açısında daha verimli planlar uygulamaya başlamıştır. Bu planlar, toplulukların güneş enerjisi, rüzgâr enerjisi ve hidroelektrik enerjisi gibi yeşil ve çevre dostu seçeneklerden doğrudan yararlanmasını sağlar.